Sırrı İlahi'den Mahrum Hane Kalmasın


    Zaman zaman etkileyici kıraatiyle, zaman zaman da harflerinin müşahedesiyle insanı farklı bir aleme taşıyan kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim…  Evlerimizde birden fazla oluşu ya da mescit ve cami gibi ibadethanelerde kolaylıkla erişebiliyor olmamız, onun bir ihtiyaç olduğunu bizlere unutturuyor olabilir. Peki, bu paha biçilemez kelamla daha önce hiç karşılaşmamış kimselerin varlığından ne kadar haberdarız?

    Uzun bir sürece yayılan İngiltere ve Fransa sömürgesindeki Afrika kıtası bu mahrumiyeti oldukça derin yaşıyor. Öyle ki Kur’an-ı Kerim’in ne demek olduğunu bilmeyen kardeşlerimiz dahi var. İngiltere ve Fransa sömürgesinin yalnızca ekonomik sahada olmadığı açık. Sosyal ve dini değerlere yabancılaşan yerli halk, sorgulamak için uygun eğitim şartlarını dahi bulamıyor. Nitekim bir Afrika yerlisinin “Bizim elimizde topraklarımız, onların elinde İncil vardı. Bize gözlerimizi kapattırdılar. Gözlerimizi açtığımızda onların elinde topraklarımız, bizim elimizde ise İncil vardı.” ibaresi olan biteni bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Tahrif edilmiş kutsal kitap olan İncil, bu denli kolay ulaşılabilen ve okunmaya teşvik edilen konumdayken bizler tebliğ uğruna nasıl bir yolda ilerliyoruz? Dinimizi kendimize saklamak mı yoksa bütün kuşatıcılığıyla dünyanın dört bir yanına ulaştırmak mı hedefimiz?





    Bizler Masum Eli olarak bilhassa bayramları vesile kılıp Kur’an-ı Kerim’le kardeşlerimizi buluşturmak istedik. Kur’an’ın indirildiği ayda dünyanın her yerinden sedası yükselsin diye kolları sıvadık. Desteklerle birlikte yılın her dönemine yayılabilecek bu muazzam birliktelik, özümüzün korunması ve çoğaldıkça derinleşmesi için güzel bir fırsat olacak diye düşündük. Maneviyatıyla ruhumuzu arş-ı alaya çıkaran ve kıyamete kadar hükmünü sürdürecek olan evrensel kitabımız herkese ulaşsın, Mushaf girmeyen hane kalmasın diyelim. Masum Eli vesilesiyle bir kardeşimizi daha Kur’an-ı Kerim’in şerefiyle tanış edelim...